Hukukun Kaynakları

Hukukun Kaynakları

Hukukun kaynakları, yazılı kaynaklar ve yazılı olmayan kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Yazılı olmayan kaynaklar Örf- Adet Hukuku dur. Yazılı Kaynaklar ise;

  • Anayasa ( Esas Teşkilat Kanunu)
  • Kanunlar (Yasalar) ve Kanuna Eşdeğer İşlemler —————– Kanuna Eşdeğer İşlemler (Uluslararası Antlaşma-KHK-TBMM İç Tüzüğü)
  • Tüzükler (Nizamnameler)
  • Yönetmelikler (Talimatnameler)
  • Diğer Düzenleyici İşlemler (Genelge, Yönerge vb.)

Yukarıda verilen yazılı asli kaynaklar arasındaki bağlayıcılık hiyerarşisine göre yukarıdan aşağıya doğru sıralanır. Bu şekilde bağlılık üst kademede yer alan anayasanın, diğer tüm kaynaklarca uyulması zorunlu olan temel hukuk kaynağı olması anlamına gelir ki buna “Anayasa’nın Üstünlüğü” ilkesi denir. Bu ilke uyarınca anayasanın altında yer alan hiçbir kaynak anayasaya aykırı olamaz. Bu duruma aynı zamanda “Normlar Hiyerarşisi” de denir.

Anayasa Hukuku

Bir devletin temel yapısını, kuruluşunu, devlet karşısında bireylerin özgürlüklerini düzenleyen kuralların tamamına Anayasa denir. Anayasanın amacı, iktidarın işleyişini düzene koymak, keyfi hareketleri önlemek, yönetilenlerin haklarını korumak, devleti hukuka bağlamaktır.

Anayasaları biçimlerine göre ikiye ayırabiliriz:

a) Yazılı anayasalar yetkili organca yapılmış ve bir anayasa da yer alması gereken kuralları içeren “Temel belge” dir. Günümüzde esas olan yazılı anayasalardır. (T.C 1982 Anayasası gibi)

b) Geleneksel Anayasalar ise esas olarak yazılı olmayan sürekli uygulama sonucu ortaya çıkan anayasalardır. Bir devletin geleneksel anayasasının olması anayasa alanında hiçbir yazılı belge bulunmadığı anlamına gelmez. Yazılı olmayan anayasa kurallarının yanı sıra yazılı anayasa kuralları da yer alabilir.

Geleneksel anayasaya en güzel örnek İngiltere Anayasası’dır.

Anayasalar değiştirme yöntemi açısından ikiye ayrılabilir;

Yumuşak Anayasalar : Olağan yasaların değiştirilmesi yöntemine göre değiştirilir. Bu açıdan yasalarla, anayasa arasında hiçbir ayırım yapılamaz. Bu anayasalar da değiştirilemez madde yoktur. Örneğin; 1921 Anayasası

Katı (Sert) Anayasalar : Bu anayasaların değiştirilmesi için özel, yasaların değiştirilmesi usulünden daha zor bir yöntem benimsenmişse sert (katı) anayasa söz konusudur.

Bir anayasanın sert olduğunu gösteren belirtiler şunlardır:

1. Değiştirilemeyecek maddeler içermesi : Bir anayasa, bazı maddelerinin değiştirilmesii yasaklıyorsa, o anayasa katıdır.

2. Değiştirlmesi için özel çoğunluk aranması : Anayasanın değiştirilmesinin TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu ve TBMM üye tamsayısının 3/5, 2/3, 3/4 gibi bir nitelikli çoğunluk aranıyorsa o anayasa katıdır.

3. Halk oylaması usulüne yer vermesi : Yasalar için halk oylaması aranmamasına karşın, bir anayasanın değiştirilebilmesi için değişiklik teklifinin halk oylamasına sunulması gerekiyorsa bu anayasa katıdır.

Örneğin ; 1924, 1961 ve 1982 anayasası sert (katı) bir anayasadır. 1982 anayasası en sert anayasamızdır.

Anayasaları bir başka açıdan yine ikiye ayırabiliriz:

Çerçeve Anayasa : Kısa ve Öz hükümlerden oluşan anayasalara çerçeve anayasası denir. (Örneğin ; 1921 Anayasası)

Düzenleyici (Kazuistik) Anayasa : Uzun ve ayrıntılı kurallardan oluşan anayasalara düzenleyici (kazuistik) anayasa denir. (Örneğin 1982 Anayasası)

HUKUK KAVRAMININ ÇEŞİTLİ ANLAMLARI

Müspet (Pozitif) Hukuk: Bir ülkede belli bir dönemde uygulanan (yürürlükte bulunan) hukuk kurallarının tümünü birden ifade etmek amacıyla kullanılan bir kavramdır. Bu deyimin kapsamı tüm yürürlükteki yazılı hukuk metinleri, örf adet, hukuk kurallarının tamamıdır. (yürürlükteki yazılı hukuk + yazısıs hukuk’tur)
Mevzu hukuk : Sadece yetkili organ ya da makamlarca usulüne göre yürürlüğe konulmuş bulunan hukuk kurallarından sadece yazılı olanları ifade eder. Mevzu hukuk kavramının kapsamında yer alan Yazılı Hukuk kuralları kimi zaman “mevzuat” olarka da ifade edilmektedir.
Doğal (tabii) Hukuk- İdeal Hukuk : Pozitif hukukun karşıtı olarak, olanla değil olması gerekenle ilgilenen hukuk biçiminde tanımlanabilir. Daha açık bir ifade ile yürürlükte olması lazım gelen, daha adil düşen kuralların neler olması gerektiği ile ilgilenen hukuka, ideal hukuk ya da Tabii (Doğal) Hukuk adı verilir.

Tarihi hukuk , artık yürürlükte olmayan hukukaa denir. Geçmişte uygulanmış olmasına rağmen günümüzde uygulanmayan yürürlükten kalkmış bulunan hukuktur.

Hukukun Sistemi

Sosyal hayattaki ilişkilerin mahiyetleri çok çeşitlidir. Bunları düzenleyen hukuk kurallarını tertibe ve ayırıma tutmak gerekir ki buna hukuk sistemi denir.

Hukuk Sisteminin Dalları

Hukuk Sistemi Kamu Hukuku ve Özel Hukuk olarak ikiye ayrılır.

Kamu Hukuku: Devlet ile bir başka devlet arasında veya devletle kişi arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına Kamu Hukuku denir.

Özel Hukuk : Bir kişi ile başka bir kişi arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına Özel Hukuk denir.

Hukuk

Hukuk: Toplum hayatında biraylerin birbirleriyle olan müşterek ilişkilerini düzenleyen ve uyulması devlet gücüyle desteklenmiş bulunan sosyal kuralların tamamına denir.
Başka bir deyişle hukuk; Kişilerin gerek birbirleriyle gerekse toplumla olan ilişkilerini düzenleyen, önceden belirlenmiş, yetkili organ tarafından konulan ve kendilerine maddi yaptırımla zorla uyulması sağlanan kurallar bütününe denir. Bu tanımlardan da çıkaracağımız gibi hukuk kurallarının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

* Toplumsal hayatı düzenler
* Maddidir
* Kamu gücüyle desteklenmiştir
* Cebridir
* Hukuk kuralları geneldir, herkese uygulanır

Özel durumlara yönelik değildir, bu kurallar özel ve belirli bir durumu ya da olayı değil, benzer özellikler gösteren tüm olayları ve durumları kapsar şekilde düzenlenmiştir. Örneğin; nişanlanma, evlenme, miras kişilere göre değişmez; bütün nişanlanma, evlenme ve miras ilişkilerinde uygulanır.

* Hukuk kuralları soyuttur
* Değişkendir,

Toplum değiştikçe, sosyal ilişkiler farklılaştıkça hukuk kuralları da buna paralel değişiklikler gösterir. Örneğin; 50 yıl önce internet üzerinden suç işlemeyle ilgili hukuk kuralı yokken bugün vardır. 50 yıl sonra çok farklı suçlar ve kurallar ortaya çıkacak hukuk da buna uygun düzenlenecektir.

* Hukuk kuralları süreklidir.

Bundan kasıt ise bir hukuk kuralının, usulüne uygun olarak yürürlüğe girme tarihinden itibaren, meydana gelen tüm soyut olaylara uygulanmasıdır.

Hukuk kurallarının, sosyal hayatı, düzenleyen siğer kurallardan (din, ahlak, görgü vs.) farklılıkları vardır. Bu farklılık din, ahlak ve görgü kurallarının müeyyidelerinin manevi olmasından kaynaklanır. Din, ahlak, görgü kurallarına uygun davranmayan birey zorlanmaz. Ahlak kurallarında yaptırım iyi-kötü ölçütlerine göre değerlendirilir.

Din kurallarında ise günah – sevap ölçütleri vardır.

Görgü kurallarında (Adab-ı Muaşeret) ise ölçü, görgülü – görgüsüz olarak değerlendirilir.

Hukuk Fonksiyonları (İşlevleri)

Hukuk kuralları, toplumda yaşayan insanların sosyal ilişkilerinde riayet etmeleri gereken bir takım emir ve yasaklardan oluşur. Bu emir ve yasakları belli davranışların yapılmasını men ettiği gibi bazı davranışların yapılmasını ise zorunlu kılar. Örneğin; adam öldürmenin yasak olduğunu hükme bağlayan kural, bu davranışı yasaklarken evlenmenin resmi memur önünde yapılmadan geçerli olmayacağını hükme bağlayan kural, bir emir içerir.

Hukuk kuralları bu özellikleri bakımından sosyal hayatta bazı işlevler görmeyi hedeflemektedir. Hukukun sosyal hayatta yerine getirmeyi amaçladığı ödevler de şu şekilde sıralanabilir:

* Hukuk toplumsal barış ve huzuru tesis eder.
* Hukuk toplumsal adaleti temin eder.
* Hukuk toplumda güvenliğin ve insan haklarının teminatıdır.

Kanun boşluğu : Kanunda uygulanabilir bir hükmün olmamasına denir. Zorunlu ve var olması gereken kanuni düzenlemedi eksiklik veya kanun hükümlerinin yorumu sonunda olaya uygulanabilir bir hükmün bulunmaması kanunda boşluk kavramı ile açıklanır.

Hukuk boşluğu : Kanunda veya örf adet hukukunda bir meselenin çözümüne ilişkin hiçbir kuralın bulunmaması haline denir.