OSMANLI DAĞILMA DÖNEMİ

  • Osmanlı İmparatorluğu XIX. yüzyılda gücünü tamamen kaybetmiştir. Kendi varlığını kendi gücüyle koruma imkanını kaybetti. Bu nedenle çeşitli devletlerle sürekli değişen ittifaklar içine girdi. Çağın güçlü devletleri de Osmanlı toprakları üzerinde çeşitli pazarlıklar yapmaktaydılar.
  • Rusya; XVIII. yüzyılda olduğu gibi, Boğazlar ve Balkanlar yoluyla sıcak denizlere inme idealindeydi.
  • İngiltere; Uzak Doğudaki sömürgelerine giden yolları, yani Doğu Akdeniz’i ele geçirme amacındadır.
  • Fransa ise İngiltere’yi güçsüz düşürmek amacıyla Mısır’ı almak istemektedir.

Bu üç devlet arasındaki çıkar çatışmaları Osmanlı İmparatorluğunun varlığını korumasında etkili oldu. Herhangi bir saldırı anında çıkarları elden giden devletler Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldılar.

Bu dönemde Osmanlı Devleti, iyice gücünü kaybetmiş, ekonomisi çökmüş, Rusya ile yapılan savaşlarda yenilmiş, isyanları bastıramaz hale gelmiş, Mısır İsyanında olduğu gibi kendi Valisine bile söz dinletemez bir duruma gelmiş, bu nedenle de Avrupalı devletler arasındaki çıkar çatışmalarından istifade ederek “Denge Politikası” ile varlığını devam ettirme gayreti içerisine düşmüş, içeride yapılan yenilik ve ıslahatlar devleti kurtarmaya yetmemiştir.
Avrupalı Devletlerin kışkırtmaları sonucu isyan eden Balkan Milletleri Osmanlıdan ayrılarak bağımsız olmuşlar, Osmanlı Devletini ilgilendiren her olay bir Avrupa meselesi haline getirilerek devletin iç işlerine müdahale edilmiş, alınan borçlar ödenemeyince de Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kurularak devletin gelirlerine el konulmuştur.
Tüm bu dış baskılar yanında içeride de Osmanlı İdaresine ve Saltanatına karşı yerli ve yabancı unsurlar tarafından “daha fazla özgürlük” adı altında başlatılan hareketler ve kurulan siyasi örgütlenmelerle de devlet içeriden çökertilmiştir.

Milliyetçilik Hareketleri

Sırp İsyanı (1804)

Nedenleri:

  • Osmanlı Devleti’nde merkezi otoritenin zayıflaması
  • Rusya ve Avusturya’nın kışkırtması.
  • 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan “ulusçuluk” akımlarının Sırplar arasında yayılması.
  • XVIII. yüzyılda Osmanlı-Avusturya, Rusya arasında çıkan savaşların Sırp topraklarında yapılması
  • 1812’de imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalık verildi.
  • 1829’da Edirne Antlaşması ile Özerk Sırbistan Prensliği kuruldu.
  • 1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan bağımsızlığını elde etti.

UYARI: Sırp Ayaklanması, Fransız Devrimi’nin getirdiği ulusçuluk akımının Osmanlı Devleti’nde görülen ilk etkisidir.

1789 Fransız İhtilali

Yalnız Fransa’da değil bütün dünyada etkileri görülen Fransız İhtilali, Dünya tarihinde yeni bir çağın başlangıcı olmuştur. Avrupa’da mutlakıyet idarelerinin yıkılışını başlatan bu olay, Fransa’nın XVIII. yüzyılın başlarından itibaren sürüklendiği ekonomik ve sosyal bunalımların doğal bir sonucu idi. 14 Temmuz 1789 tarihinde Fransız Kralı XVI. Lui‘nin meclisi dağıtmak istemesi üzerine halk ayaklandı ve Bastille Hapishanesi’ni bastı. Mahkûmlar serbest bırakıldı ve isyan giderek büyüyerek bütün Avrupa’ya yayıldı.

Bükreş Antlaşması (1812)

  • Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1812 tarihinde imzalandı.
  • Osmanlı Devleti, Sırbistan’a ayrıcalık verildi.
  • Bükreş Antlaşması ile Osmanlı Devleti ilk defa kendisine bağlı bir ulusa ayrıcalık verdi.

Edirne Antlaşması:

  • Yunanistan bağımsız olacaktır.
  • Eflak ve Boğdan özerkleştirilecektir.
  • Sırbistan Prensliği kurulacaktır.
  • Rus ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçecektir.

Antlaşmanın Önemi:

  • Edirne Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra imzaladığı en ağır koşullu antlaşmalarından biridir.
  • İlk defa Osmanlı Devleti’ne bağlı bir ulus bağımsızlık kazanmıştır. (Yunanlılar).
  • Bugünkü Romanya’nın temelleri atılmıştır.
  • Mısır Sorunu’nun başlamasına neden olmuştur.

Not: Osmanlı Devleri, bu antlaşmadan sonra Rusya’ya karşı tek başına olamayacağını anladı ve kendi varlığını sürdürmenin Avrupa devletleri arasındaki denge politikasına bağlı olduğunu gördü.

Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878)

  • Sırbistan, Karadağ ve Romanya’ya bağımsızlık verilecektir.
  • Bulgaristan 3 Bölüme ayrılacak; Makedonya Osmanlı Devleti’ne verilecek, Doğu Trakya özerkleştirilecek, Bulgaristan Prensliği kurulacak. Böylece, Rusya’nın Balkanlar’da güçlenmesi ve Balkanlar üzerinden Akdeniz’e inmesi engellendi.
  • Kars, Ardahan ve Batum Rusya’ya verilecek, Doğu Beyazıt Osmanlı Devleti’ne kalacaktır.(Kars, Ardahan ve Batum Brest Litowsk Antlaşması ile Osmanlı Devleti’ne geri verildi.)
  • Bosna Hersek, Osmanlı Devleti’ne bağlı olacak, Avusturya tarafından yönetilecektir. (1908’de Avusturya, Bosna Hersek’i işgal etti.)

Antlaşmanın önemi:

  • Osmanlılara bağlı pek çok ulus bağımsızlığını kazandı.
  • Osmanlılarda çöküş dönemi başladı.
  • Osmanlı Devleti’nin egemenlik hakları zedelendi.
  • Ermeni sorunu başladı.
  • Rusya’nın Balkanlar’da güçlenmesi ve Akdeniz’e inmesi engellendi.
  • İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti’ni korumaktan vazgeçtiği anlaşıldı.
  • Osmanlı-Alman yakınlaşması başladı.

Yunan İsyanı (1820–1829)

Nedenleri:

  • Osmanlı Devleti’nde merkezi otoritenin zayıflaması
  • 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan “ulusçuluk” akımlarının Yunanlılar arasında yayılması.İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı Devleti’nin Yunanistan’a bağımsızlık vermesi için 1827’de Navarin’de Osmanlı donanmasını yaktı.
  • 1829’da Edirne Antlaşması ile Yunanistan bağımsızlığını elde etti.

UYARI: Ulusçuluk akımının etkisiyle Osmanlılardan bağımsızlığını elde eden ilk ulus Yunanlılar (Rumlar) olmuştur.

Etnik-i Eterya Cemiyeti

Bu cemiyet 1814’te Odessa’da ikisi Rum, biri Bulgar üç kişi tarafından kurulmuştur. Cemiyetin asıl amacı eski Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmaktı. İstanbul Patriği ile Rus Çarı’nın da desteklediği bu derneğin başında Rus Çarı’nın yaveri olan Aleksandr Ipsillanti bulunuyordu. Cemiyet kısa sürede güçlenmiş, Yunanistan ve İstanbul’da şubeler açmıştır.

Eflak-Boğdan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek İsyanları (1875–1878)

Nedenleri:

  • 1789 Fransız İhtilali’nin getirdiği ulusçuluk akımı
  • Rusya’nın Panislavizm politikası.
  • İlk ayaklanma 1875 yılında Bosna ve Hersek’te meydana geldi.
  • Aynı yıl Bulgarlar da ayaklandı.
  • Kargaşadan yararlanan Sırplar ve Karadağlılar da Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
  • Avrupa devletleri Balkanlardaki barışı sağlama amacıyla İstanbul’da bir konferans düzenledi.
  • Osmanlı Devleti, Avrupa’nın iç işlerine karışmasını engellemek amacıyla 1876 yılında Kanun-ı Esasiyi ilan etti.

Osmanlı-Rus Savaşları;

1807–1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması;
Nedeni: 1804 Sırp isyanında Rusya’nın Sırpları kışkırtması ve çıkan isyanı desteklemesi.

  • Osmanlı Devleti, 1806 tarihinde Boğazları Rusya’ya karşı kapattı.
  • 1806 tarihinde Rusya Eflak ve Boğdan’ı işgal etti.
  • 1807 tarihinde de Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan etti.
  • Fransa’ya güvenerek bu savaşa giren Osmanlı Devleti, Fransa’nın iki yüzlü politikası sonucu 1812’de Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi.

1827–1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması;

Savaşın Nedenleri:

  • Rusya’nın 1820 tarihindeki Yunan isyanını desteklemesi
  • 1827 yılında da Navarin’de Osmanlı ve Mısır donanmasını yakılması olayına katılması.
  • 1827’de Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
  • Osmanlı Devleti’nin savaşa hazır olmaması nedeniyle, Rusya, Batı’da Edirne’yi, Doğu’da da Erzurum’u ele geçirdi.
  • Osmanlı Devleti, 1829 tarihinde Edirne Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi.

Kırım Savaşı (1853) ve Paris Antlaşması

Savaşın Nedenleri:

  • Rusya’nın Akdeniz’e inme emelleri.
  • Rusya’nın, Eflak ve Boğdan’ı işgal edip, Sinop’ta Osmanlı donanmasını yakması.
  • 1853 yılında İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile ittifak yaparak Rusya’ya savaş ilan etti.
  • 1856’da Kırım’ın Sivastopol ve Malakof şehirleri ele geçirildi.
  • 1856 yılında Paris Antlaşması imzalandı.

Paris Antlaşması (1856)

  • Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, Avrupa Devletler Hukukundan yararlanacaktır. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü Avrupa devletleri tarafından korunacaktır.
  • Karadeniz, tarafsız hale getirilecek, savaş gemisi bulunmayacak, yalnızca ticaret gemileri geçecektir.
  • Rusya ve Osmanlı Devleti, Karadeniz’de savaş gemisi bulundurmayacaktır.
  • Eflak ve Boğdan’a özerklik verilecek, Avrupa devletleri’nin garantisinde olacaktır.
  • Tuna ırmağında ticaret gemileri serbestçe dolaşacak ve Avrupa Devletleri tarafından denetlenecektir.
  • Boğazlar, 1841 Londra Senedi’ne göre düzenlenecektir.

Antlaşmanın Önemi:

  • Osmanlıların XIX. yüzyılda kazanan devlet olarak imzaladıkları tek antlaşmadır.
  • Osmanlı Devleti’nin kendi toprak bütünlüğünü koruyamayacağı anlaşıldı.
  • Osmanlı Devleti, bir Avrupa devleti olmanın diyetini Islahat Fermanı ile ödedi.
  • Osmanlı Devleti, savaşı kazanan devlet olmasına rağmen yenik devlet durumuna düşürüldü.
  • Karadeniz tarafsız bir deniz haline getirildi.
  • Rusya’nın Akdeniz’e inmesini engelleyerek İngiltere ve Fransa Akdeniz’de güvenliklerini sağladı.
  • Rusya’nın Balkanlar’da egemenlik kurması engellendi.
  • Rusya, 1774’te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile elde ettiği haklarını kaybetti, bundan sonra Pan-Slavizm politikasını ortaya attı.

1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve Ayastefanos Antlaşması

Nedenleri:

  • Paris Konferansı’nda çıkarları zedelenen Rusya’nın Pan-Slavizm politikasına ağırlık vermesi
  • Rusya’nın Balkan uluslarını Osmanlı’ya karşı ayaklanmaya kışkırtması
  • Osmanlı Devleti, 1876’da toplanan Berlin, İstanbul ve Londra konferanslarında alınan, kendi aleyhindeki kararları kabul etmedi. Bunun üzerine 1877’de Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti.
  • Ruslar, Doğu’da Kars, Ardahan, Batum ve Erzurum’u, Batı’da da Edirne’yi aldı.
  • Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenilince, 1878’de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imzalandı.

UYARI: Ayastefanos Antlaşması, İngiltere ve Avusturya karşı çıktığı için uygulanmadı. İngiltere, Rusya’nın Doğu Akdeniz’de; Avusturya da, Rusya’nın Balkanlar’da güçlenmesini istemediğinden, bu antlaşmaya karşı çıktı.

Ayastefanos Antlaşması (3 Mart 1878) :

  • Sırbistan, Karadağ ve Romanya’ya bağımsızlık verilecektir.
  • Büyük Bulgaristan Krallığı kurulacaktır.
  • Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Bayezıt Rusya’ya bırakılacaktır.
  • Bosna ve Hersek özerkleştirilecektir.
  • Girit ve Ermenistan’da ıslahat yapılacaktır.
  • Teselya, Yunanistan’a bırakılacaktır.
  • Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecektir.

Mısır Sorunu ve Mehmet Ali Paşa İsyanı

Kavalalı Mehmet Ali Paşa;

  • 1769’da Kavala’da doğdu. 1799’da Fransızları Mısır’dan çıkarmak üzere gönderilen orduda bayraktar olarak görev aldı. Kısa sürede “başıbozuk alayı” komutanlığına atandı. Mısır’da çıkan Kölemen ayaklanmalarını bastırdı. 1805’te Mısır valiliğine atandı. Mısır’da Avrupalı uzmanların denetiminde kuvvetli bir ordu kurdu. Ayrıca Batı eğitim sistemine dayalı bir eğitim sistemi ve toprak reformunu gerçekleştirdi. Bu arada İstanbul ile iyi geçinmeye de dikkat etti. Hicaz’da çıkan Vahhabi İsyanı’nı bastırdı. 1820’de Sudan’ı ele geçirdi. 1824’te Mora ayaklanmasının bastırılmasında Osmanlı ordusuna çok yardımı oldu. Oğlu için istediği Suriye valiliği yerine Girit valiliği verilince devlete karşı ilk Müslüman isyanı başlattı. 1841’de Suriye elinden alındıysa da Mısır’da kendi hanedanını kurdu.
  • Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Napolyon’un Mısır’ı işgali sırasında Kahire’ye geldi.
  • 1804 yılında Mısır valiliğine getirildi.
  • Mısır’da birçok ıslahatlar yaptı.
  • 1821’de Mora’da ortaya çıkan Rum isyanını bastırdı.
  • Mora valiliği isteği reddedilince, Suriye ve Çukurova’ya girerek Kütahya’ya kadar ilerledi.
  • Bunun üzerine II. Mahmut, Rusya’dan yardım istedi.

UYARI: Osmanlı Devleti, ilk defa kendi valisi ile savaştı. Mısır sorunu bir iç sorunken zamanla uluslar arası bir sorun haline geldi.

  • 1833 yılında Rus donanması İstanbul’a geldi.
  • 1833 yılında Kütahya Antlaşması imzalandı.
  • Osmanlı Devleti, 1833’de Rusya ile Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı imzaladı.

Kütahya Antlaşması (1833) :

  • Mehmet Ali Paşa’ya Girit Valiliğine ek olarak Suriye Valiliği verilecektir.
  • Oğlu İbrahim Paşa’ya Cidde Valiliğine ek olarak Adana Valiliği verilecektir.
  • Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne vergi ödeyecektir.

Hünkâr İskelesi Antlaşması (1833)

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalandı.

  • Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya savaş durumunda birbirlerine yardım edecektir.
  • Osmanlı İmparatorluğu’na saldırı olursa, Rusya asker gönderecek, masrafları Osmanlı Devleti tarafından karşılanacaktır.
  • Rusya’ya saldırı olursa Osmanlı Devleti Boğazları kapatacaktır.

Önemi:

  • Osmanlı Devleti ile Rusya arasında ittifak kuruldu.
  • Rusya, Karadeniz’de güvenliğini sağladı.
  • Osmanlı Devleti, Boğazlardaki egemenlik haklarını kendi isteği doğrultusunda son kez kullandı.
  • Boğazlar sorunu başladı.

Nizip Savaşı (1839)

  • Kütahya Antlaşması, ne Osmanlı Devleti’ni, ne de Mehmet Ali Paşa’yı memnun etmişti.
  • 1839 yılında Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne ödemesi gereken vergiyi ödemedi.
  • Mehmet Ali Paşa, aynı yıl bağımsızlığını ilan etti.
  • 1839 yılında Osmanlı ve Mısır orduları Nizip’te karşılaştı ve Osmanlı ordusu yenildi.
  • Avrupa ülkeleri, 1840 yılında, Londra’da bir konferans topladı.
  • Konferans’ta Osmanlı Devleti’nin Mehmet Ali paşa’ya karşı korunması kararı alındı.

Londra Antlaşması (1840)

  • 1840 yılında Londra’da Osmanlı Devleti, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya delegeleri bir araya gelerek Mısır Sorununu halletmek üzere bir mukavele imzaladılar. Bu mukaveleye göre:
  • Mısır eyaleti hukuk bakımından Osmanlı Devleti’ne bağlı olmakla beraber, yönetim açısından Mehmet Ali Paşa’ya bırakıldı.
  • Mısır’ın Osmanlı Devleti’ne yılda 80 bin kese altın vermesi kararlaştırıldı.
  • Suriye, Adana ve Girit Osmanlı Devleti’ne geri verilecek.

Berlin Konferansı’ndan Sonra Osmanlı-Avrupa ve Osmanlı-Balkan İlişkileri

İngiltere’nin Kıbrıs’ı Alışı (1878)

  • Kıbrıs, 1570 yılında Sokullu devrinde Osmanlı topraklarına katıldı.
  • Ada, İngiltere tarafından 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, güya adayı Rus saldırılarına karşı korumak amacıyla, işgal edildi.

Tunus’un Fransızlar Tarafından İşgali (1881)

  • Fransızlar, 1830’da Cezayir’i işgal etti.
  • Fransızlar, Berlin Konferansı’nda Tunus’a yerleşme arzularını bildirdi.
  • Fransa, 1881 yılında Tunus’u işgal etti.

Mısır’ın İngilizler Tarafından İşgali (1882)

  • Mısır, 1517 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına katıldı.
  • 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılması ile Mısır’ın stratejik ve ekonomik önemi iyice arttı.
  • 1881’de Fransızların Tunus’u işgali üzerine İngilizler harekete geçti.
  • İngiltere 1882 yılında Mısır’da çıkan isyanı bahane ederek Mısır’ı işgal etti.

Girit Sorunu ve Osmanlı-Yunan Savaşı (1897)

  • 1878 Berlin Antlaşması’nda Girit’e imtiyaz verilmesine rağmen, adada bulunan Rumlar ile İstanbul arasındaki anlaşmazlıklar devam etti. 1896 yılında Girit’te çıkan isyan sonunda, Yunanistan adaya asker çıkardı. Ertesi yıl Osmanlı-Yunan savaşı başladı.
  • 1897 yılında Yunanistan ile bir antlaşma imzalandı.
  • Bu antlaşma ile; Girit’e muhtariyet verilmesi Yunanistan krallık soyundan bir prensin Girit’e vali olarak tayin edilmesi kararlaştırıldı. 1908’de Venizelos, Girit’i Yunan Krallığı adına yönettiğini ilan etti.
  • Balkan Savaşları sonunda Osmanlı Devleti, Girit’in Yunanistan’a ait olduğunu kabul etti.

Doğu Rumeli ve Bosna-Hersek

  • 1878 Berlin Konferansı ile Bulgaristan üç kısıma ayrıldı.
  • 1885 yılında Filibe’de, Doğu Rumeli’yi, Bulgaristan’a bağlamak amacıyla bir isyan çıktı.
  • 1897’de Bulgaristan Prensi, Osmanlı Devleti tarafından, Doğu Rumeli Valisi olarak kabul edildi.
  • 1908’de (II. Meşrutiyet’in ilan edildiği sırada) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti.
  • Aynı yıl Avusturya Bosna-Hersek’i topraklarına kattığını belirtti.

DAGILMA DÖNEMİNDE İÇ MESELELER VE ISLAHATLAR

III. Selim’in Tahttan İndirilmesi (1807)

III. Selim’in giriştiği Nizam-ı Cedit ıslahatı yeniçerilerin ve çıkarları elden giden çevrelerin işine gelmedi. Osmanlı-Rus Savaşı dolayısıyla ordunun Tuna boylarına gitmesinden yararlanan muhalifler harekete geçtiler. Boğaziçi’ndeki topçu yamaklarına Nizam-ı Cedit elbisesi giydirilmesi konusunu istismar ederek isyan çıkardılar. Kabakçı Mustafa İsyanı adıyla tarihe geçen isyan sonunda III. Selim tahttan indirildi. IV. Mustafa padişah oldu (1807).

II. Mahmut’un Padişah Olması (1808)

IV. Mustafa’nın padişah olmasıyla yönetim Kabakçı Mustafa ve adamlarının eline geçti. Nizam-ı Cedit ocağı kaldırıldı, taraftarları izlendi. III. Selim devrinde yapılan ıslahatlar bir anda yok edildi. Nizam-ı Cedit taraftarları ise Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa’nın yanına gittiler. III. Selim taraftarı olan Alemdar, III. Selim’i yeniden hükümdar yapmak amacıyla İstanbul’a yürüdü. Alemdar’ın İstanbul’a gelmesiyle önce Kabakçı Mustafa ortadan kaldırıldı. Nizam-ı Cedit taraftarlarının saraya saldırması üzerine IV. Mustafa, III. Selim’i öldürttü. Bunun üzerine Alemdar Mustafa Paşa, IV. Mustafa’yı tahttan indirerek II. Mahmut’u padişah yaptı (1808).
Alemdar Mustafa Paşa Dönemi

II. Mahmut kendisine sadrazam olarak Alemdar Mustafa Paşa’yı seçti. Alemdar Mustafa Paşa yönetime egemen oldu.

  • Nizam-ı Cedit taraftarlarını işbaşına getirerek yenilik hareketlerini başlattı.
  • III. Selim’in ölümünde etkili olan kişiler cezalandırıldı.
  • Olaylara karışan ulema İstanbul’dan sürüldü.
  • İstanbul’un asayişi sağlandı.

Sened-i İttifak (1808)

XIX. Yüzyıl başında Anadolu ve Rumeli’de ayanlar türemişti. Alemdar sarsılan devlet düzenini yeniden kurabilmek amacıyla bütün ayanları İstanbul’da topladı. Ayanların ve devlet adamlarının katılımıyla büyük bir toplantı yapıldı. Yapılan görüşmeler sonunda hükümet ile ayanlar arasında “Sened-i İttifak” yapıldı (1808).

  • Devlet, ayanların varlığını kabul etti.
  • Ayanlar devlet otoritesini kabul edecekler, verilen emirlere uyacaklardı.
  • Ayanlar yapılan ıslahatlara bağlı kalacaklardı.
  • Ayanlar kendi bölgelerindeki halka adaletli davranacaklardı.
  • İstanbul’da isyan çıkaracak olursa ayanlar, İstanbul’a gelerek isyanı bastıracaklardı.

Önemi:

  • Sened-i İttifak, Osmanlı tarihinde başka örneği olmayan bir belgedir.
  • Osmanlı Devleti ayanların varlıklarını tanıyarak onları hukuki hale getirmiştir.
  • Bu belge, Osmanlı Devleti’nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar zayıf duruma düştüğünü göstermektedir.
  • Osmanlı tarihinde ilk defa padişah kendi otoritesi dışında bir güç olarak ayanları kabul etmiştir.
  • Alemdar, Nizam-ı Cedit’in yerine Sekban-ı Cedit adlı yeni bir ocak kurdu.,
  • Yeniçeri Ocağı ıslah edilerek eğitim yapmaları sağlandı.
  • Birçok kimsenin geçim kaynağı olan ulufe alım satımı yasaklandı.

Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazamlığı ancak dört ay sürdü. Kendisinin ve etrafındaki kişilerin olumsuz davranışları halk üzerindeki etkinliğini azalttı. Yenilik hareketleri sonunda çıkarları bozulan Yeniçeriler aleyhte faaliyetlere başladılar. Padişah da Sened-i İttifak’tan dolayı kendisine cephe aldı. Sonuçta Yeniçeriler ayaklanarak Alemdar’ın ölümüne neden oldular. İsyancılar IV. Mustafa’yı padişah yapmak istedilerse de II. Mahmut onu öldürttü. Bunun üzerine Yeniçeriler Sekban-ı Cedit’in kaldırılmasını istediler. Bu isteğin kabulüyle isyan sona erdi.

II. MAHMUT DÖNEMİ ISLAHATLARI

İdari Alandaki Islahatlar

  • Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan beri devlet ve merkez yönetiminin temeli olan “Divan-ı Hümayun” kaldırıldı.
  • Divan örgütünün yerine bugünkü anlamda “bakanlıklar” kuruldu.
  • Devlet memurları Dâhiliye ve Hariciye olarak ikiye ayrıldı.
  • Memurlar için Rütbe ve Nişan sistemi kabul edildi.
  • Müsadere yöntemi kaldırılarak mülkiyet hakkı tanındı.
  • Sened-i İttifak ile ayanların varlığı kabul edildi.
  • II. Mahmut devletçe din ve mezhep ayrımı yapılmayacağını Tebaamdan Müslümanları ancak camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri de havrada tanımak isterim” diyerek ifade etmiştir.
  • İller, merkeze bağlandı.
  • Ayanlık kaldırılarak, ayanlarla mücadele edildi.
  • Askeri amaçlı olarak ilk defa Anadolu ve Rumeli’de nüfus sayımı yapıldı.
  • Askeri işleri düzenlemek için “Dar-ı Şurayı Askeri”, adalet işlerini düzenlemek için “Meclis-i Valâ-yı Ahkâm-ı Adliye”, devlet memurlarını (bürokrasi) düzenlemek için “Dar-ı Şuray-ı Babıâli” gibi meclisler kuruldu.
  • Tımar ve zeamet kaldırılarak, devlet memurları maaşa bağlandı.
  • Köy ve mahallelere “muhtarlar” tayin edildi.

Askeri Alandaki Islahatlar

  • III. Selim döneminde kurulan III. Selim’in tahttan indirilmesiyle dağıtılan Nizam-ı Cedit ordusu yerine aynı özellikte “Sekban-ı Cedit” adıyla yeni bir ordu kuruldu. Fakat yeniçeriler bu ordudan da kuşkulandılar. Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazamlığı döneminde kurulan bu ordu, Alemdar’ın ölümüyle sonuçlanan olayla ortadan kaldırıldı.
  • II. Mahmut, Sekban-ı Cedit’in yerine her yeniçeri ortasından 150 kişi alarak “Eşkinci Ocağı”nı kurdu. Ocağa kaydedilen yeniçerilerin “Biz talim istemeyiz” diyerek ayaklanmaları üzerine bu ocak kaldırıldı.
  • Bu olaya “Vakay-ı Hayriye” denildi.

Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla:

  • Padişahlar, devlet üzerindeki otoritelerini yeniden kurdular.
  • Yeniliklere engel olan önemli bir kurum ortadan kaldırıldı.
  • Yeniçeri teşkilatının kaldırmamasından sonra Bektaşilik tarikatı yasaklandı.
  • Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra yerine “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye” adıyla yeni bir ordu kuruldu. Günümüz ordularının temelini oluşturan bu ordu, Avrupa usulünde düzenlendi. Tümen, tabur ve bölüklere ayrıldı.

Kültürel Alandaki Islahatlar

  • Medreselerin yanı sıra, yeni tarz eğitim kurumları açıldı. Yüksek öğretime öğrenci yetiştirmek için “Rüşdiye (ortaokul)”, “Mekteb-i Ulüm-u Edebiye” gibi orta dereceli okullar açıldı. Devlet memurları için “Mekteb-i Maarif-i Adliye”, askeriye için “Mekteb-i Harbiye” açıldı. Yine bu dönemde “Mekteb-i Tıbbiye”, “Mızıka-yı Hümayun” gibi yüksek okullar açıldı.
  • Medreselerin yanında bu okulların açılması, toplumda kültür çatışmasına neden oldu.
  • İlk defa Avrupa’ya öğrenci gönderildi.
  • Takvim-i Vekayi adıyla ilk defa gazete çıkanldı.
  • II. Mahmut bir fermanla ilköğretimin mecbur olduğunu ilân etti.
  • Memurlara fes ve pantolon giyme şartı getirildi.
  • Posta, polis ve karantina teşkilatları kuruldu.
  • Avrupai tarz müzik serbest bırakıldı.
  • II. Mahmut, Avrupa hükümdarları gibi seyahate çıkarak denetimde bulundu.
  • Yurtdışına çıkışta pasaport uygulaması başladı.

Ekonomi Alanındaki Islahatlar

  • Ekonomik kalkınma açısından önem taşıyan yol yapımına önem verildi.
  • Yerli malların kullanılması teşvik edildi.
  • Bir çuha fabrikası kuruldu.
  • Osmanlı tüccarının Avrupa mallarıyla rekabet edebilmesini sağlamak için gümrük kolaylıkları getirildi.

Not: Ekonomi alanındaki ıslahatlara en büyük darbe, 1838 yılında yapılan Balta Limanı Ticaret Antlaşması oldu. Bu antlaşma ile Osmanlı ülkesinde Tekel sistemi ve iç gümrük yöntemi kaldırıldı. Diğer devletlere de bu imtiyazlardan yararlanma hakkı tanındı. İngilizlere verilen bu imtiyazlardan daha sonra diğer devletlerin de yararlanması Osmanlı ekonomisinin çöküşünü hızlandırdı.

Tanzimat Dönemi

Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839)

  • II. Mahmut’un 1839’da vefatı üzerine yerine oğlu Abdülmecit geçti. Bu sırada Osmanlı Devleti’nin durumu hiç iç açıcı değildi. Osmanlı ordusu Nizip’te Mehmet Ali Paşa’ya yenilmiş, donanma Mısır’a götürülmüştü. Mısır sorunu bir Avrupa sorunu haline gelmişti. Bu durumda devlet ya Mehmet Ali Paşa’nın eline geçecek, ya da Rusya Hünkâr İskelesi Antlaşması’na göre Osmanlı Devleti’ni himaye altına alacaktı.
  • Abdülmecit, Mustafa Reşit Paşa’yı II. Mahmut zamanında kararlaştırılan Tanzimat Fermanı’nı hazırlamakla görevlendirdi. Tanzimat Fermanı 3 Kasım 1839 tarihinde Gülhane bahçesinde okundu. Bu yüzden “Tanzimat-ı Hayriye Fermanı’na, “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” da denilmiştir.

Tanzimat Fermanı’nın başlıca esasları şunlardı:

  • Müslüman ve Hıristiyan bütün halkın ırz, namus, can ve malı devlet garantisi altında bulunacak.
  • Vergiler herkesin gelirine göre, düzenli bir şekilde alınacak.
  • Askerlik işleri düzene konulacak.
  • Mahkemeler açık olacak. Hiç kimse mahkeme edilmeden cezalandırılmayacak.
  • Herkes malına sahip olup, miras bırakılabilecektir.
  • Her türlü rüşvet ve iltimas kalkacaktı.
  • Herkes kanun önünde eşit olacak.

Yorum:

  • Padişah; bu fermanı ilân ederek bizzat kendisi kendi yetkilerini sınırlandırmıştır.
  • Fermanın getirdiği en büyük yenilik, her gücün üstünde kanun kuvvetinin bulunduğu düşüncesinin ortaya çıkmasıdır..
  • Tanzimat Fermanı; Osmanlı Devleti’nde anayasacılığın başlangıcıdır.
  • Vatandaşın mülkiyet hakkı, devlet garantisi altına alınmıştır.
  • Tanzimat Fermanı’nı ilânı ile Osmanlı ülkesinde Avrupai tarz hukuk kuralları geçerli olmaya başlamıştır.
  • Askerlik vatan hizmetine dönüşmüştür.
  • Batılılaşma, hareketleri bundan sonra daha da yoğunlaştı.
  • Tanzimat döneminde Batıyı daha iyi anlayan aydınlar yetişti.

Sonuçlar:

  • Tanzimat Fermanı’nın halk tarafından anlaşılması için Anadolu ve Rumeli’ye memurlar gönderildi.
  • Hukuk alanında ıslahatlar ile yeni ticaret, ceza kanunları ve mahkemeler meydana .getirildi. Fakat bu haklardan Türkler ve Müslüman’lardan daha çok Avrupalılar ve gayrimüslimler yararlandılar.
  • Kılık, kıyafet, yaşayış ve sosyal alanda “Batılılaşma” denilen yenilikler yapıldı.
  • Tanzimat Fermanı, anayasanın Osmanlı ülkesinde başlangıcı oldu. Osmanlı Devleti bu fermanı ilân ederken Avrupalı devletlerin desteğini sağlamayı amaçlamıştı. Tanzimat’ın hemen sonrasında Mısır meselesi, onların yardımı ile halledildi. Rusya ve Hünkâr İskelesi meselesi ve boğazların durumu çözümlendi.
  • Ordu ve eğitim alanında batı örneklerine göre çalışmalar yapıldı.
  • Tanzimat Fermanı, halk iradesiyle değil, padişahın tek taraflı iradesiyle ortaya çıkmıştı. Bu nedenle halk tarafından tam olarak anlaşılamadı. Ancak bu dönemde ilk Osmanlı aydın kadrosu yetişti.

Islahat Fermanı (1856)

Tanzimat Fermanı’nı tamamlayıcı karakterde bir fermandır. Tanzimat Fermanı’yla vaat edilen yenilikler bir kez daha belirtilmiştir. Islahat Fermanı’nın Tanzimat Fermanı’ndan en büyük farkı, Hıristiyan ve Musevilere (Azınlıklara) Müslümanlardan ayrı olarak hak ve imtiyazlar verilmesidir. Buna göre:

  • Din ve Mezhep özgürlüğü tanınacak. Okul, kilise vb. tamiri ve yeniden inşası yapılabilecektir.
  • Hıristiyan ve Musevilere küçük düşürücü sözler ve deyimler kullanılmayacaktır.
  • Hıristiyanlar da Müslümanlar gibi devlet memurluklarına atanabilecekler ve devlet memuru olabileceklerdir.
  • Vergiler herkesten gelirine göre alınacaktır.
  • Mahkemeler açık olarak yapılacak, herkes kendi dinine göre yemin edecek. Hapishaneler ıslah edilecek ve kanunlarda azınlıkların dillerine yer verilecek.
  • Azınlıklar il meclislerine üye olabilecekler.
  • Tarım ve ticaret yeniden düzenlenecek. Herkes şirket ve banka gibi ticari kurumlar açabilecek.
  • Askerlik için nakdi bedel kabul edilecekti. Hıristiyanların askerlik işleri yeniden düzenlenecekti.
  • Yabancı uyruklu olan kimseler, vergilerini vermek şartıyla, mal ve mülk sahibi olabilecekler.

Yorum:

  • Islahat Fermanı’nın görünürdeki amacı bütün toplulukları din, dil, ırk farkı gözetmeksizin kaynaştırmak bir Osmanlı toplumu meydana getirmektir.
  • Islahat Fermanı gayr-ı Müslimlerin haklarını ve imtiyazlarını genişletmekten başka bir şey yapmamış, Müslümanlara yeni bir şey getirmemiştir.
  • Islahat Fermanı’nın ilân edilmesinde Kırım Savaşı sonrasında Paris Konferansı’nda büyük devletlerin içişlerimize karışmasını önlemek istenmesi ve Avrupalı devletlerin baskısı etkili olmuştur.

Birinci Meşrutiyet (1876)

Tanzimat Devrinde Avrupa ile yakın ilişkiler kurulmuştu. Avrupa ülkelerini gören, onların dillerini konuşan ve Osmanlı Devleti hakkındaki görüşlerini öğrenen bir çok kişi yetişti. “Genç Osmanlılar” adını alan bu kişiler Tanzimat hareketlerinin ülkeyi kurtaracağına inanmıyorlardı. Başlarında da Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa ve Hüseyin Avni Paşa gibi kişiler vardı.
Genç Osmanlılar, devrin padişahı Abdülaziz’i tahttan indirmeye karar verdiler. Balkan bunalımının ortaya çıktığı bir sırada Abdülaziz tahttan indirilerek V. Murat padişahlığa getirildi (1876). V. Murat’ın rahatsızlığının devam etmesi üzerine Meşrutiyet yönetimine kabul edeceğini açıklayan II. Abdülhamit padişah yapıldı (1876).
II. Abdülhamit padişah olunca, Mithat Paşa’yı kendisine sadrazam yaptı. Mithat Paşa’nın başkanlığında toplanan bir encümen Kanun-u Esasi’yi hazırladı. İstanbul Konferansı’nın Balkan bunalımını görüşmek için toplandığı gün, Meşrutiyet ilân edildi (23 Aralık 1876).
Kanun-u Esasi’nin Özellikleri

  • 119 maddeden oluşan 1876 Kanun-u Esasi’si Belçika Anayasasından etkilenmiştir.
  • Anayasada kişi özgürlüğü, din özgürlüğü, basın özgürlüğü, her türlü ortaklık kurma hakkı, öğretim ve öğrenim özgürlüğü, mülkiyet hakkı, konut dokunulmazlığı, dilekçe hakkı, Osmanlıların yasal eşitliği, vergi eşitliği gibi temel haklar düzenlenmiştir.
  • Yürütme gücü başında padişahın bulunduğu nazırlardan meydana gelen Heyet-i Vekile’ye (Bakanlar Kurulu) aittir.
  • Yasama görevi; Ayan Meclisi ile Mebusan Meclisi’ne verilmiştir.
  • Ayan Meclisi’nin üyeleri padişah tarafından ölünceye kadar tayin edilebilecekti. Mebusan Meclisi’nin üyeleri elli bin Osmanlı’nın seçeceği milletvekillerinden meydana gelecekti. Milletvekilleri dört yılda bir seçilecekti.
  • Kanun teklifini sadece hükümet yapabilecekti. Meclis açmak ve kapamak yetkisi padişaha aitti.
  • Hükümet, meclise değil Padişaha karşı sorumludur.
  • Padişah, devlet emniyetini bozduğu gerekçesi ile ve bir polis araştırması sonucu istediğini sürgüne gönderebilir.

Yorum:

  • 1876 yılında ilan edilen Kanun-u Esasi, Türk tarihinin ilk anayasasıdır.
  • Tarihimizde ilk defa 20 Mart 1877’de açılan Meclis, 28 Haziran 1877’ye kadar devam etti. 1878 yılı Ocak ayında açılan ikinci Meclis, 14 Şubat 1878’de tatil edilmiştir.
  • l. Meşrutiyetle Osmanlı tarihinde ilk defa halk, padişahın yanında yönetime ortak oldu.
  • Halk ilk defa seçme-seçilme ve temsil hakkını kullandı.
  • Devlet idaresinin otoriter bir şekilde yapılması gerektiğine inanan II. Abdülhamit, Osmanlı-Rus savaşını ileri sürerek 14 Şubat 1878 tarihinde Meclisi süresiz tatil etti. Osmanlı ülkesi bundan sonra, 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilanına kadar, II. Abdülhamit’in otoriter idaresi altında yaşadı.

II. Meşrutiyet (1908)

II. Abdülhamit’in ülke yönetimine tek başına egemen olması üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu (1889). Yurt içinde ve dışında genişleyen cemiyet, Jön Türklerin Paris grubunu da içine aldı.
İttihat ve Terakki’nin amacı 1876 Kanun-u Esasi’nin (Anayasasının) yürürlüğe koyulmasını, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın açılmasını sağlamaktı. Cemiyet, 1908’de Rumeli’de büyük bir silahlı ayaklanma hareketine girişti. Ayaklanma bastırılamadığı gibi 23 Temmuz 1908’de, Manastır, Selanik ve Rumeli’de hürriyet ilân edilmiş, bunun sonucu olarak II. Abdülhamit, Kanun-u Esasi’yi yürürlüğe koymuştur.
1908 yılından itibaren böylece II. Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Ancak yeni kurulan rejim içte ve dışta bir takım olaylarla karşılaştı. Bulgaristan bağımsızlığını ilân ederken Avusturya, Bosna-Hersek’i ülkesine kattığını, Giritte Yunanistan’a katıldığını açıkladı.
Balkanlardaki bu bunalımlar sırasında ortaya çıkan hürriyet ortamına karşı 31 Mart (13 Nisan 1909) olayı meydana geldi. 31 Mart olayı üzerine, Selanik ve Edirne’deki birlikler “Hareket Ordusu” adıyla İstanbul’a yürüdü. Hareket Ordusu, isyanı bastırdı ve ardından II. Abdülhamit tahttan indirilerek, yerine V. Mehmet Reşat getirildi.
1909’dan itibaren İttihat ve Terakki yönetime egemen oldu. Türkçülük politikası izleyen İttihatçılar, XIX. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı Devleti’ne yakınlaşan Almanya ile dostça ilişkiler kurdular.

Osmanlı Gerileme Dönemi

  • Karlofça ve Pasorofça Antlaşmaları ile kaybedilen yerleri geri almak amacıyla faaliyetler yürütülmüştür.

Edirne Olayı

  • Cebeci isyanı ile II. Mustafa tahttan indirildi ve III. Ahmet tahta çıktı.
  • Rejime karşı değil, şahıslara karşı yapılmıştır.

Osmanlı – Rus İlişkileri

Prut Savaşı

Nedenleri

  • Rusya’nın İsveç kralını takip bahanesiyle sınır ihlallerinde bulunması
  • Osmanlı’nın İstanbul Antlaşması ile kaybettiği toprakları ve hakları geri almak istemesi

Not: Baltacı Mehmet Paşa, Yeniçerilere güvenmemesi üzerine Prut Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Azak Kalesi geri alındı.

Not: Prut Savaşı ile Osmanlı’nın kaybettiği yerleri geri alma umudu doğmuştur.

Osmanlı – Venedik – Avusturya İlişkileri

1715 Osmanlı – Venedik Savaşları

Nedenleri

  • Mora’nın Osmanlı’dan yardım istemesi
  • Venedik kışkırtması ile Karadağ’ın isyan etmesi
  • Venedik’in Osmanlı ticaret gemilerine saldırması

Not: Osmanlı Mora’yı geri aldı; bunun sonucunda Avusturya ile yaptığı Petervaradin Savaşını kaybetti.

Pasorofça Antlaşması

Maddeleri

  • Mora, Osmanlı’ya; Dalmaçya kıyıları Venedik’e bırakıldı.
  • Belgrad, Temaşvar, Kuzey Sırbistan; Avusturya’ya bırakıldı.

Önemi

  • Osmanlının Orta Avrupa hakimiyeti son buldu.
  • Osmanlı batıda savunmaya önem vermeye başladı.
  • Lale Devri başladı.

Osmanlı – İran Savaşı

Nedenleri

  • Osmanlının, İran’ın iç karışıklıklarından faydalanılarak kayıpları telafi etmek istemesi
  • Kafkaslardan Rusya’nın önünü kesmek istemesi
  • İran’daki sunilere yardım edilmek istenmesi

İstanbul Antlaşması

  • İran toprakları Osmanlı ile Rusya arasında paylaştırılacak
  • Osmanlı ile Rusya arasındaki ilk ittifak antlaşmasıdır.

Osmanlı – Rus – Avusturya Savaşı

Nedenleri

  • Rusya’nın Lehistan’ın iç işlerine karışması
  • Rusya’nın Balkanlardaki faaliyetleri
  • Avusturya ile Rusya ararsındaki ittifak
  • Osmanlı’nın Pasarofça ile kaybettiği yerleri geri almak istemesi

Not: Osmanlı iki cephede savaşarak başarılı oldu. Fransa arabuluculuğu ile Belgrat Antlaşması imzalandı.

Belgrat Antlaşması

Nedenleri

  • Pasarofça ile kaybedilen yerler -Belgrat dâhil- geri alındı.
  • Azak Kalesi yıkılarak Ruslara bırakıldı.
  • Ruslar Karadeniz’de gemi bulunduramayacaktı.
  • Rus hükümdarı Osmanlı, Avusturya ve Fransa kralına denk sayılacaktı.

Önemi

  • VIII. yy.da imzalanan son karlı antlaşmadır.
  • Karadeniz son kez Türk gölü haline geldi.
  • Humbaracı ocağı başarılı oldu. Buna bağlı olarak Avrupai ıslahatlara önem verilmeye başlandı.
  • 1740 tarihinde Fransa’ya verilen kapitülasyonlar sürekli hale getirildi.

1768–1774 Osmanlı-Rus Savaşları

Nedenleri

  • Rusya’nın Lehistan’ın iç işlerine karışması
  • Rusya’nın Balkan politikası
  • Rusya’nın Çeşmede Osmanlı donanmasını yakması

Not: Osmanlı donanması İnebahtı (1571), Çeşme (1770), Navarin (1827), Sinop (1853)’ta yakılmıştır.

Küçük Kaynarca Antlaşması

İçerik:

  • Kırım’a bağımsızlık verilecek; ancak dini bakımdan Osmanlı’ya bağlı kalacak
  • Rusya İstanbul’da sürekli elçi bulunduracak
  • Rusya Karadeniz’de donanma bulundurabilecek
  • Rusya’ya kapitülasyonlar verilecek
  • Osmanlı savaş tazminatı ödeyecek

Önemi

  • İlk defa halkı tamamen Türk ve Müslüman olan bir toprak kaybedildi.
  • İlk kez halifelik makamı siyasi bir güç olarak kullanıldı.
  • Rusya elçilikleri ile Osmanlı içişlerine karışma fırsatı buldu.
  • Karadeniz Türk gölü olmaktan çıktı.
  • Rusya’ya ilk defa ayrıcalık verildi.
  • Osmanlı ilk defa savaş tazminatı ödedi.

Aynalıkavak Tenkihnamesi

  • Rusya’nın Kırım’ın iç işlerine karışarak Kırım hanını kendi etkisi ile seçtirmesi üzerine iki devlet savaş durumuna geldi. Ancak Fransa arabuluculuğu ile bir sözleşme yapıldı.

Buna göre:

  • Rusya askerlerini geri çekecek
  • Osmanlı Şahin Giray’ı han olarak tanıyacak

Not: Halkın Şahin Giray’a karşı ayaklanması üzerine Rusya Kırım’ı işgal etti.

Osmanlı – Rus – Avusturya Savaşı (1787–1792)

Nedenleri

  • Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi
  • Osmanlı’nın Rusya’nın güneye inmesinin engellemek istemesi
  • Grek Projesi ile Avusturya ve Rusya’nın Bizans’ı canlandırmak istemesi

Gelişimi

  • Avusturya milliyetçilik akımı etkisi ile savaştan çekildi. Osmanlı ile Ziştovi Antlaşmasını yaptı ve sınırlar savaş öncesine döndü.
  • Rusya ile Yaş Antlaşması imzalandı ve Kırım’ın Rusya’ya ait olduğu kabul edildi.
  • Yaş Antlaşması ile Osmanlı dağılma dönemine girmiştir.

Fransa’nın Mısır İşgali (1789–1802)

İşgal Nedenleri

  • Akdeniz hâkimiyetini güçlendirmek
  • İngiltere’nin sömürgelerini denetim altına almak
  • Dağılmakta olan Osmanlı’dan pay almak

Gelişimi

  • Osmanlı, İngiltere ve Rusya ittifak kurdu ve El-Ariş Antlaşması ile Mısır Osmanlıya geri verildi.

Önemi

  • Rusya ilk defa boğazları geçerek Akdeniz’e indi.
  • Nizam-ı Cedit ordusunun başarılı olması yenilikleri güçlendirdi.
  • İngiltere sömürge güvenliğini sağladı.
  • Osmanlı denge politikasına yöneldi.

Gerileme Dönemi Islahatları

Lale Devri

  • III. Ahmet döneminde Pasarofça Antlaşması ile başlayan ve Patrona Halil İsyanı ile son bulan dönemdir. Devrin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır.
  • Avrupa’ya geçici elçilikler kurudu.
  • Matbaa ilk kez kullanıldı.
  • İlk itfaiye ve çiçek aşısı uygulandı.
  • Yalova Kâğıt Fabrikası kuruldu.
  • İstanbul’da kumaş ve çini fabrikası açıldı.
  • İlk defa Avrupa örnek alınarak bilim, kültür vs. alanında yenilikler yapıldı.
  • Lüks ve israfın artması ve İran yenilgisi üzerine bu dönem isyanla son bulmuştur.

I. Mahmut

  • Humbaracı Ahmet Paşa bu dönemde humbaracı ve topçu ocağını ıslah etti.
  • Kara mühendishanesi açıldı. Burada kara subayı ihtiyacı karşılanmıştır.
  • Osmanlı onluk sisteme göre yeniden düzenlendi.

III. Mustafa

  • Baron dö Tott, topçu ocağını yeniledi.
  • Deniz mühendishanesi açıldı.
  • İlk iç borçlanma (esham usulü) yapıldı.
  • Donanma ıslah edildi.

I. Abdülhamit

  • Yeniçeri sayımı yapıldı.
  • Tımar sistemi düzenlendi.
  • Humbaracı, topçu ve lağımcı ocakları ıslah edildi.

III. Selim

  • Nizam-ı Cedit ordusu kuruldu ve bu orduya özel İrad-ı Cedit hazinesi oluşturuldu.
  • Yerli malı teşvik edildi.
  • Avrupa’da sürekli elçilikler açıldı.
  • Kara ve deniz mühendishaneleri geliştirildi.
  • Fransızca devletin ilk resmi yabancı dili oldu.
  • Fransa ve İsveç’ten uzmanlar ve öğrenciler getirildi.
  • İlk devlet matbaası kuruldu.
  • Bu dönem Kabakçı Mustafa İsyanı ile bitti.

Islahatların Genel Özellikleri

  • Avrupa örnek alınmıştır.
  • 17. yy.a göre daha köklüdür.
  • Islahatlar askeriyeye yoğunlaşmıştır.
  • Yeniçeriler ve ulema etkisiyle başarılı olunamadı.

OSMANLI DURAKLAMA DÖNEMİ

Duraklama Nedenleri:

İç Nedenleri:

  • Merkezi yönetimin bozulması
  • Ordu ve donanmanın bozulması
  • Ekonominin bozulması
  • Eğitim sisteminin bozulması
  • Sosyal alandaki bozukluklar

Dış Nedenler:

  • İmparatorluğun doğal sınırlara ulaşması
  • Avrupa’nın yaptığı saldırılar
  • Avrupa’nın bilim ve teknikte ilerlemesi
  • Avrupa’nın yaptığı coğrafik keşifler ve kazandığı kapitülasyonlar

Osmanlı İran Savaşları

1577–1590 Savaşları

  • İran’ın taht mücadelesi içinde olmasından yararlanmak isteyen Osmanlı’nın, doğu sınırını güvence altına almak istemesi nedeniyle savaş yapılmıştır.
  • Ferhat Paşa Antlaşması imzalanmıştır.

Ferhat Paşa Antlaşması

  • Azerbaycan, Gürcistan, Doğistan ve Luristan Osmanlıya verildir
  • Osmanlı devleti doğudaki en geniş sınırlara ulaştı.

1603–1611 Savaşları

  • Osmanlı’nın Avusturya ile savaşması ve Osmanlı’nın Celali isyanlarla uğraşması nedeniyle İran tarafından başlatılmıştır.
  • İran savaşı kazandı ve Nasuh Paşa Antlaşması yapıldı.

Nasuh Paşa Antlaşması

  • Ferhat Paşa ile alınan yerler İran’a teslim edilmiştir.

1617–1618 Savaşları

  • İran’ın ödemesi gereken vergiyi ödememesi üzerine çıktı.
  • Serav Antlaşması yapıldı ve İran vergi ödemeyi kabul etti.

1626–1639 Savaşları

  • İran’ın Bağdat’ı ele geçirmesi üzerine Osmanlı sefere çıkmış ve İran’ın isteği üzerine Kasr-ı Şirin Antlaşması yapıldı.

Kasr-ı Şirin Atlaşması

  • Bağdat Osmanlıya geri verilecek
  • Revan ve Azerbaycan Osmanlıya bırakıldı.
  • Zagros Dağları sınır kabul edildi.
  • Çizilen sınır günümüz sınırlarına yakındır.

Osmanlı Venedik Savaşları

Girit’in Fethi

  • 24 yıl sürmüştür.
  • Kuşatmanın uzun sürmesi Osmanlı’nın ekonomisinin bozulmasına neden olmuştur.

Osmanlı Lehistan Savaşları

Hotin Seferi

  • Lehistan’ın Eflak-Boğdan’ın iç işlerine karışması
  • Genç Osman Yeniçerilere güvenmediği için seferi kısa süre sona erdirmiştir.

Hotin Antlaşması

  • Boğdan Osmanlı’ya geçti.
  • Lehistan, Osmanlı’nın iç işlerine karışmayacak.

1672–1676 Savaşları

  • Lehistan’ın Kazaklara saldırması üzerine savaş yapılmıştır.

Bucaş Antlaşması

  • Podolya Osmanlıya geçti.
  • Lehistan vergiye bağlandı.
  • Bu antlaşma ile Osmanlı en geniş sınırlara ulaşmıştır.

Osmanlı Rus Savaşları

  • Rusya’nın Kazaklara saldırması üzerine Osmanlı sefere çıktı.
  • Çehrin Kalesi Bahçesaray Antlaşması ile alındı.

Osmanlı Avusturya Savaşları

1593–1606 Savaşları

  • Avusturya’nın Osmanlı sınır ihlali yapması
  • 1596 yılında yapılan Haçova Savaşı kazanıldı. Ancak Doğuda ki İran tehdidi ve Celali İsyanlar nedeniyle Zitavatorok Antlaşması yapıldı.

Zitvatorok Antlaşması

  • Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri alındı.
  • Avusturya vergiye bağlandı.
  • Avusturya arşidükü, Osmanlı padişahına denk sayılacaktı. Bu madde ile Osmanlı’nın siyasi üstünlüğü sona ermiştir.

1662–1664 Savaşları

  • Avusturya’nın Erdel Beyliğini kışkırtması üzerine çıkmıştır.

Vasvar Antlaşması

  • Uyvar ve Navigrat Kaleleri Osmanlıya, Zirinvar ise Avusturya’ya bırakıldı.
  • Osmanlı’nın duraklamada Avusturya’dan toprak kazandığı son antlaşmadır.

II. Viyana Kuşatması

  • Avusturya’dan baskı gören Protestan Macarlar, Osmanlıdan yardım istemesi üzerine başlamıştır.

Not: Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Viyana’yı kuşattı ancak başarısız oldu.

Başarısızlığın Nedenleri:

  • Kırım’ın desteğini çekmesi
  • Lehistan’ın yardım ulaştırması
  • Viyana’nın yağmalanmadan alınması için oyalanılması

Karlofça Antlaşması (1699)

  • Banat, Temeşvar hariç tüm Macaristan Avusturya’ya bırakılacak.
  • Podolya ve Ukrayna Lehistana bırakılacak
  • Dalmaçya kıyıları ve Mora Venedik’e bırakılacak
  • Antlaşma 25 yıl geçerli olacak.

İstanbul Antlaşması (1700)

  • Azak Kalesi Ruslara bırakıldı.
  • Rusya, İstanbul’da elçi bulundurabilecekti.

İki Antlaşmanın Önemleri:

  • Osmanlı Devleti’nin büyük çapta toprak kaybettiği ilk antlaşmadır.
  • Osmanlı topraklarının paylaşıldığı ilk uluslar arası antlaşmadır.
  • Osmanlı bundan sonra kaybettiği toprakları geri alma politikasını izleyecektir.
  • Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki hâkimiyeti zayıflamıştır.
  • Osmanlı Gerileme Dönemi başlamıştır.
  • İstanbul Antlaşması ile Rusya, Karadeniz’e inme fırsatı bulmuştur.

DURAKLAMA DÖNEMİ İSYANLARI

İstanbul İsyanları

  • Kapıkulu askerlerinden olan Yeniçeriler tarafından çıkarılmışlardır.
  • Bu isyanlar III. Murat, II. Osman, IV. Murat ve IV. Mehmet döneminde çıkmıştır.

Nedenleri:

  • Devlet otoritesinin bozulması, saray kadınlarının yönetime katılması
  • Ocak devlet anlayışı yerine devlet ocak için anlayışının gelmesi
  • Cülus ve ulufelerin ayarı düşük para ile ödenmesi

Çınar Vakası:

  • IV. Mehmet zamanında 37 devlet adamının çınar ağaçlarına asılarak idam edilmesi olayıdır. Vaka-i Vakvakiye adıyla da anılır.

Not: Bu isyanlar rejime değil, kişilere yöneliktir.

Celali İsyanları

Nedenleri:

  • Devlet otoritesinin ve tımar sisteminin bozulması
  • Savaşların uzun sürmesi ve ekonominin bozulması
  • Haçova savaşından kaçanların Anadolu’da eşkıyalık yapması

Sonuçları:

  • Anadolu’nun güven ve asayişi bozuldu.
  • Köylü toprağını terk ettiği için üretim azaldı.
  • Vergi toplamada sorunlar ortaya çıktı.
  • Kırsaldan şehirlere göçler başladı.
  • Şehitlerin nüfusu arttı ve işsizlik ortaya çıktı.

Eyalet İsyanları

  • Merkezden uzak yerlerde çıkmış isyanlardır.
  • Kırım, Yemen, Erdel, Eflak vb. yerlerde çıkmıştır.

Nedenleri:

  • Merkezi otoritenin zayıflaması
  • Devşirme kökenlilerin baskısı
  • Vergilerin artırılması
  • Osmanlı’dan ayrılma istekleri

Not: Merkezden uzakta oldukları için devlet otoritesini diğerleri kadar sarsmadılar.

Not: Milliyetçilik fikri gelişmediği için bağımsızlıkla sonuçlanmamıştır.

DURAKLAMA DÖNEMİ ISLAHATLARI

I. Ahmet

  • Ekber ve Erşet usulü getirilerek veraset sistemi değiştirildi. Bu sistemde en yaşlı olan şehzade başa geçerdi. Böylece kardeş katli kısmen de olsa engellendi.
  • Şehzadelerin sancağa çıkma usulü kaldırıldı.
  • Dönemin sadrazamı Kuyucu Mustafa Paşa isyanları şiddet kullanarak bastırmıştır.

II. Osman

  • Saray dışından evlendi.
  • Şeyhülislamın fetva verme dışındaki yetkilerini kaldırdı.
  • Yeniçeri ocağını kaldırmayı düşündüyse de öldürülerek başarısız olunmasına yol açıldı.

IV. Murat

  • Yeniçeri asilerini yakalatıp idam ettirdi.
  • İçki, uyuşturucu ve sigarayı yasakladı.
  • Kahvehaneleri kapattırdı.
  • Gece sokağa çıkma yasağı getirtti.
  • Tımarlı sipahilerin sayımını yaptırdı.
  • Devlet kurumlarındaki bozulmaların nedenleri ve çözülmesi için yapılabilecekleri içerin Koçi Bey Risalesi’ni yaptırdı.

Tarhuncu Ahmet Paşa

  • Devlete olan borçları tahsil ettirdi.
  • Kısıtlamalar yaparak denk bütçe oluşturdu.

Köprülü Mehmet Paşa

Sadrazam olmak için şu şartları öne sürdü:

  • Saray çevresi yönetime karışmayacak
  • Atamalarda tam yetkili olacak
  • Hakkında şikâyet olursa savunması alınacak
  • Ordu, donanma ve ekonomide düzenlemeler yaptı.

Fazıl Ahmet Paşa

  • Girit adası alındı.
  • Bucaş Antlaşması yapıldı.
  • Vasvar Antlaşması yapıldı.

Not: Bu isimler dışında; Koca Mustafa Paşa, Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa da düzenlemeler yapmıştır.

Islahatların Genel Özellikleri

  • Kişilere bağlı kalmış ve köklü olamamıştır.
  • Yenilik karşıtları, Yeniçeriler, ulema ve saray çevresinin olumsuz tutumları yüzünden ıslahatlar başarısız olmuştur.
  • Islahatlarda Avrupa örnek alınmamıştır.

Hukukun Kaynakları

Hukukun Kaynakları

Hukukun kaynakları, yazılı kaynaklar ve yazılı olmayan kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Yazılı olmayan kaynaklar Örf- Adet Hukuku dur. Yazılı Kaynaklar ise;

  • Anayasa ( Esas Teşkilat Kanunu)
  • Kanunlar (Yasalar) ve Kanuna Eşdeğer İşlemler —————– Kanuna Eşdeğer İşlemler (Uluslararası Antlaşma-KHK-TBMM İç Tüzüğü)
  • Tüzükler (Nizamnameler)
  • Yönetmelikler (Talimatnameler)
  • Diğer Düzenleyici İşlemler (Genelge, Yönerge vb.)

Yukarıda verilen yazılı asli kaynaklar arasındaki bağlayıcılık hiyerarşisine göre yukarıdan aşağıya doğru sıralanır. Bu şekilde bağlılık üst kademede yer alan anayasanın, diğer tüm kaynaklarca uyulması zorunlu olan temel hukuk kaynağı olması anlamına gelir ki buna “Anayasa’nın Üstünlüğü” ilkesi denir. Bu ilke uyarınca anayasanın altında yer alan hiçbir kaynak anayasaya aykırı olamaz. Bu duruma aynı zamanda “Normlar Hiyerarşisi” de denir.

Anayasa Hukuku

Bir devletin temel yapısını, kuruluşunu, devlet karşısında bireylerin özgürlüklerini düzenleyen kuralların tamamına Anayasa denir. Anayasanın amacı, iktidarın işleyişini düzene koymak, keyfi hareketleri önlemek, yönetilenlerin haklarını korumak, devleti hukuka bağlamaktır.

Anayasaları biçimlerine göre ikiye ayırabiliriz:

a) Yazılı anayasalar yetkili organca yapılmış ve bir anayasa da yer alması gereken kuralları içeren “Temel belge” dir. Günümüzde esas olan yazılı anayasalardır. (T.C 1982 Anayasası gibi)

b) Geleneksel Anayasalar ise esas olarak yazılı olmayan sürekli uygulama sonucu ortaya çıkan anayasalardır. Bir devletin geleneksel anayasasının olması anayasa alanında hiçbir yazılı belge bulunmadığı anlamına gelmez. Yazılı olmayan anayasa kurallarının yanı sıra yazılı anayasa kuralları da yer alabilir.

Geleneksel anayasaya en güzel örnek İngiltere Anayasası’dır.

Anayasalar değiştirme yöntemi açısından ikiye ayrılabilir;

Yumuşak Anayasalar : Olağan yasaların değiştirilmesi yöntemine göre değiştirilir. Bu açıdan yasalarla, anayasa arasında hiçbir ayırım yapılamaz. Bu anayasalar da değiştirilemez madde yoktur. Örneğin; 1921 Anayasası

Katı (Sert) Anayasalar : Bu anayasaların değiştirilmesi için özel, yasaların değiştirilmesi usulünden daha zor bir yöntem benimsenmişse sert (katı) anayasa söz konusudur.

Bir anayasanın sert olduğunu gösteren belirtiler şunlardır:

1. Değiştirilemeyecek maddeler içermesi : Bir anayasa, bazı maddelerinin değiştirilmesii yasaklıyorsa, o anayasa katıdır.

2. Değiştirlmesi için özel çoğunluk aranması : Anayasanın değiştirilmesinin TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu ve TBMM üye tamsayısının 3/5, 2/3, 3/4 gibi bir nitelikli çoğunluk aranıyorsa o anayasa katıdır.

3. Halk oylaması usulüne yer vermesi : Yasalar için halk oylaması aranmamasına karşın, bir anayasanın değiştirilebilmesi için değişiklik teklifinin halk oylamasına sunulması gerekiyorsa bu anayasa katıdır.

Örneğin ; 1924, 1961 ve 1982 anayasası sert (katı) bir anayasadır. 1982 anayasası en sert anayasamızdır.

Anayasaları bir başka açıdan yine ikiye ayırabiliriz:

Çerçeve Anayasa : Kısa ve Öz hükümlerden oluşan anayasalara çerçeve anayasası denir. (Örneğin ; 1921 Anayasası)

Düzenleyici (Kazuistik) Anayasa : Uzun ve ayrıntılı kurallardan oluşan anayasalara düzenleyici (kazuistik) anayasa denir. (Örneğin 1982 Anayasası)

HUKUK KAVRAMININ ÇEŞİTLİ ANLAMLARI

Müspet (Pozitif) Hukuk: Bir ülkede belli bir dönemde uygulanan (yürürlükte bulunan) hukuk kurallarının tümünü birden ifade etmek amacıyla kullanılan bir kavramdır. Bu deyimin kapsamı tüm yürürlükteki yazılı hukuk metinleri, örf adet, hukuk kurallarının tamamıdır. (yürürlükteki yazılı hukuk + yazısıs hukuk’tur)
Mevzu hukuk : Sadece yetkili organ ya da makamlarca usulüne göre yürürlüğe konulmuş bulunan hukuk kurallarından sadece yazılı olanları ifade eder. Mevzu hukuk kavramının kapsamında yer alan Yazılı Hukuk kuralları kimi zaman “mevzuat” olarka da ifade edilmektedir.
Doğal (tabii) Hukuk- İdeal Hukuk : Pozitif hukukun karşıtı olarak, olanla değil olması gerekenle ilgilenen hukuk biçiminde tanımlanabilir. Daha açık bir ifade ile yürürlükte olması lazım gelen, daha adil düşen kuralların neler olması gerektiği ile ilgilenen hukuka, ideal hukuk ya da Tabii (Doğal) Hukuk adı verilir.

Tarihi hukuk , artık yürürlükte olmayan hukukaa denir. Geçmişte uygulanmış olmasına rağmen günümüzde uygulanmayan yürürlükten kalkmış bulunan hukuktur.

Hukukun Sistemi

Sosyal hayattaki ilişkilerin mahiyetleri çok çeşitlidir. Bunları düzenleyen hukuk kurallarını tertibe ve ayırıma tutmak gerekir ki buna hukuk sistemi denir.

Hukuk Sisteminin Dalları

Hukuk Sistemi Kamu Hukuku ve Özel Hukuk olarak ikiye ayrılır.

Kamu Hukuku: Devlet ile bir başka devlet arasında veya devletle kişi arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına Kamu Hukuku denir.

Özel Hukuk : Bir kişi ile başka bir kişi arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına Özel Hukuk denir.

Hukuk

Hukuk: Toplum hayatında biraylerin birbirleriyle olan müşterek ilişkilerini düzenleyen ve uyulması devlet gücüyle desteklenmiş bulunan sosyal kuralların tamamına denir.
Başka bir deyişle hukuk; Kişilerin gerek birbirleriyle gerekse toplumla olan ilişkilerini düzenleyen, önceden belirlenmiş, yetkili organ tarafından konulan ve kendilerine maddi yaptırımla zorla uyulması sağlanan kurallar bütününe denir. Bu tanımlardan da çıkaracağımız gibi hukuk kurallarının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz;

* Toplumsal hayatı düzenler
* Maddidir
* Kamu gücüyle desteklenmiştir
* Cebridir
* Hukuk kuralları geneldir, herkese uygulanır

Özel durumlara yönelik değildir, bu kurallar özel ve belirli bir durumu ya da olayı değil, benzer özellikler gösteren tüm olayları ve durumları kapsar şekilde düzenlenmiştir. Örneğin; nişanlanma, evlenme, miras kişilere göre değişmez; bütün nişanlanma, evlenme ve miras ilişkilerinde uygulanır.

* Hukuk kuralları soyuttur
* Değişkendir,

Toplum değiştikçe, sosyal ilişkiler farklılaştıkça hukuk kuralları da buna paralel değişiklikler gösterir. Örneğin; 50 yıl önce internet üzerinden suç işlemeyle ilgili hukuk kuralı yokken bugün vardır. 50 yıl sonra çok farklı suçlar ve kurallar ortaya çıkacak hukuk da buna uygun düzenlenecektir.

* Hukuk kuralları süreklidir.

Bundan kasıt ise bir hukuk kuralının, usulüne uygun olarak yürürlüğe girme tarihinden itibaren, meydana gelen tüm soyut olaylara uygulanmasıdır.

Hukuk kurallarının, sosyal hayatı, düzenleyen siğer kurallardan (din, ahlak, görgü vs.) farklılıkları vardır. Bu farklılık din, ahlak ve görgü kurallarının müeyyidelerinin manevi olmasından kaynaklanır. Din, ahlak, görgü kurallarına uygun davranmayan birey zorlanmaz. Ahlak kurallarında yaptırım iyi-kötü ölçütlerine göre değerlendirilir.

Din kurallarında ise günah – sevap ölçütleri vardır.

Görgü kurallarında (Adab-ı Muaşeret) ise ölçü, görgülü – görgüsüz olarak değerlendirilir.

Hukuk Fonksiyonları (İşlevleri)

Hukuk kuralları, toplumda yaşayan insanların sosyal ilişkilerinde riayet etmeleri gereken bir takım emir ve yasaklardan oluşur. Bu emir ve yasakları belli davranışların yapılmasını men ettiği gibi bazı davranışların yapılmasını ise zorunlu kılar. Örneğin; adam öldürmenin yasak olduğunu hükme bağlayan kural, bu davranışı yasaklarken evlenmenin resmi memur önünde yapılmadan geçerli olmayacağını hükme bağlayan kural, bir emir içerir.

Hukuk kuralları bu özellikleri bakımından sosyal hayatta bazı işlevler görmeyi hedeflemektedir. Hukukun sosyal hayatta yerine getirmeyi amaçladığı ödevler de şu şekilde sıralanabilir:

* Hukuk toplumsal barış ve huzuru tesis eder.
* Hukuk toplumsal adaleti temin eder.
* Hukuk toplumda güvenliğin ve insan haklarının teminatıdır.

Kanun boşluğu : Kanunda uygulanabilir bir hükmün olmamasına denir. Zorunlu ve var olması gereken kanuni düzenlemedi eksiklik veya kanun hükümlerinin yorumu sonunda olaya uygulanabilir bir hükmün bulunmaması kanunda boşluk kavramı ile açıklanır.

Hukuk boşluğu : Kanunda veya örf adet hukukunda bir meselenin çözümüne ilişkin hiçbir kuralın bulunmaması haline denir.

ANAYASA

Soru 1) (KPSS 2008) Hukuk kurallarının hangi özelliği onu diğer sosyal düzen kurallarından ayırır?

A) Sosyal yaşamı düzenlemesi

B) Kişilere bazı ödevler yüklemesi

C) Herkese uygulanabilir olması

D) Devlet gücüne dayanması

E) Bazı emir ve yasakları içermesi

Cevap : D

Soru 2) (KPSS 2009) Aşağıdakilerden hangisi sosyal hayatı düzenleyen kurallardan biri değildir?

A) Din kuralları

B) Fizik kuralları

C) Görgü kuralları

D) Ahlak kuralları

E) Hukuk kuralları

Cevap : B

Soru 3) (KPSS 2006) İnsan haklarıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) İnsan hakları sadece sivil toplum örgütleri tarafından güvence altına alınır.

B) İnsan hakları bireyi topluma ve devlete karşı korur.

C) İnsan en üstün değer olarak kabul edilmelidir.

D) İnsan hakları tüm insanlar bakımından geçerli olmalıdır.

E) İnsan hakları bakımından ırk, din, cins, farkı gözetilemez.

Cevap : A

Soru 4) (KPSS 2006) Aşağıdakilerden hangisi Türk hukuk düzenindeki yaptırım türlerinden biri değildir?

A) Cebri icra

B) Ceza

C) Kısas

D) Tazminat

E) İptal

Cevap : C

Soru 5) (KPSS 2008) Bir somut olaya uygulanacak yazılı ya da yazılı olmayan bir hukuk kuralının bulunmaması durumuna ne ad verilir?

A) Hukuk boşluğu

B) Kural içi boşluk

C) Örtülü boşluk

D) Kanun boşluğu

E) Açık boşluk

Cevap : A

Soru 6) (KPSS 2006) Bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte olan hukuk kurallarından sadece yazılı olanlara ne ad verilir?

A) Kamusal Hukuk

B) Tarihi Hukuk

C) Dogmatik Hukuk

D) Tabii Hukuk

E) Mevzu Hukuk

Cevap : E

Soru 7) (KPSS 2008) Bir ülkede, yetkili makam tarafından konulan ve halen yürürlükte bulunan hukuk kurallarının tümüne ne ad verilir?

A) Pozitif Hukuk

B) Tabii Hukuk

C) İdeal Hukuk

D) Mevzu Hukuk

E) Objektif Hukuk

Cevap : D (Yalnız birçok hukukçunun görüşüne göre tümüne kelimesinin geçmesi nedeniyle cevabın A şıkkı olması gerektiğini belirtiyor.)

Soru 8) (KPSS 2008) Aşağıdakilerden hangisi hukukun yazılı kaynaklarından biri değildir?

A) Örf ve Adet

B) Kanun

C) Tüzük

D) Yönetmelik

E) Anayasa

Cevap : A

Soru 9) (KPSS 2008) Normlar arasındaki hiyerarşik sıralamaya göre en üstün norm aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kanun Hükmünde Kararnameler

B) Yönetmelik

C) Anayasa

D) Kanun

E) Tüzük

Cevap : C